Her kentte, sakinlerin toplu taşıma ile 10 dakika gibi bir sürede erişebilecekleri, içinde gezerken beton (yapı) görüntüsünden ve yol (araç) gürültüsünden sıyrılabilecekleri bir büyüklüklüğe sahip, büyük ölçüde yeşil alanlar ve çeşitli doğal ortamlardan oluşan, sağlık yürüyüşü ve bazı spor etkinliklerine olanak tanıyan, sosyal birliktelik ve etkileşime elverişli, insanların ruhen dinlenmesi ve bedenen yenilenmesini sağlayan, kentsel alan büyüklüğüne göre bir veya birkaç park bulunmalıdır. Bu tanıma uyan her bir rekreasyon alanını kısaca "kent parkı" olarak adlandırıyorum. Şehir plancısı arkadaşlar ve değerli hocalarımız lütfen yadırgamasınlar, burada sadece kendi perspektifimi sunuyorum. Tahmin ediyorum ki burada ele alınan konular ve etkenlerin şehir plancılığı biliminde bir karşılığı vardır ve benim bir kent parkı için tanımlamaya çalıştığım ölçütler zaten tanımlıdır. Keşke ilgili konularda kısmen de olsa eğitim almış olsaydım. Belki bir gün araştırır ya da bir şehir plan...
Arzu edilen kent parkının tanımını başka bir sayfada vermiştim. Orada dikkat çekilen özelliklerden biri de parkın boyutları idi. Gezmek ve dinlenmek üzere içine giren bir kentlinin bina görüntüsü ve yol gürültüsünden bir nebze uzaklaşabileceği minimum genişliğe sahip bir yeşil alandan oluşması gerektiğini savunmuştum. Ayrıca, bir kentsel alanın büyüklüğüne göre her kent sakininin belli mesafe ile erişebileceği sayıda park barındırması gerektiğini ifade etmiştim. Bu bağlamda, ülkemizden ve yurt dışından rastgele seçilmiş çeşitli kentlerde mevcut durum acaba nedir? Google Maps yardımıyla gelin bir göz atalım... Sydney, Avustralya
Comments
Post a Comment